İstanbul Akvaryum Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi Dilek Çapanoğlu Röportajı
"2016’nın İlk Çeyreğinde Türkiye’de Daha Önce Olmayan Farklı Simülasyonlarla 5 Boyutlu Sinema Alanımızı Biraz Daha Eğlenceye Dönük Bir Noktaya Getireceğiz"
Kısaca firmanız ve hizmetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
İstanbul Akvaryum Turizm Ticaret Limited Şirketi’nin ilk markası İstanbul Akvaryum. Bunun yanında Aqua Florya Alışveriş Merkezimiz var ve çok yakın zamanda açılan Crown Plaza Otelimiz de bulunuyor.
Biz tamamen hizmet sektörü zeminli bir grubuz ama tabi ki buradaki ana çıkış noktamız Dünya’nın en büyük tematik akvaryumu olan İstanbul Akvaryum’la başladı. Genel itibariyle eğlence ve hizmet sektöründeki vermiş olduğumuz çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ve sürekli olarak yenilikler yapmak, kendimizi hep bir adım ileri noktaya taşımak için çaba gösteriyoruz.
Kendi alanında ‘ilk’leri ve ‘en’leri olan bir proje olarak biliniyor, tanınıyor İstanbul Akvaryum. Peki nedir bu ‘ilk’ler ve ‘en’ler?
Şu anda Dünya’nın en büyük tematik akvaryumu olarak değerlendiriliyor olmamızı tek bir kritere bağlamak yanlış olur diye düşünüyorum. Çünkü çok fazla kriter var aslında kıyas yaparken. Su hacminizin ne kadar olduğu, gezi güzergahının uzunluğu ya da kaç adet canlı sergilediğiniz gibi konuların tümü değerlendirmede ayrı birer kriterdir.
Biz tesisimizi 22bin m2lik kapalı bir alana kurduk ki bu çok geniş bir alana tekabül ediyor. Burada katlı otoparklarımızdan peyzaj alanlarımıza kadar birçok farklı alanımız var. İçeride oluşturduğumuz ziyaretçi gezi güzergahımızın uzunluğu 1,2km. Yani ziyaretçilerimiz gezinizin başladığı nokta ve bittiği nokta arasında 1,2km yürümüş oluyorlar. Bu da sergilerle birlikte yaklaşık 6500m2’lik bir ziyaretçi alanına tekabül ediyor. İçeride 64 tane farklı akvaryumumuz var. Toplam su hacmimiz 7bin m3, Türkiye’de bizden daha fazla su hacmine sahip başka bir akvaryum yok. Yurt dışında büyüklük olarak bakıldığında ve su hacmi kıyaslamasında Avrupa’nın ilk beşindeyiz. İçeride 1500 farklı türden 17bin canlı türümüz var. Bunlar hem deniz canlısı hem de kara canlısı. Dolayısıyla Türkiye’nin en büyük akvaryumuyuz. Dünya’nın da en büyük tematik akvaryumuyuz.
Tabi biz bu oluşumu sağlamak aşamasında büyük emek harcadık. Projeye başlarken, daha inşaat aşamasında Dünya’daki benzerlerini ve örneklerini gidip görelim, hem teknik anlamda hem de ziyaretçi güzergahı anlamında neler yapılmış bunların hepsini detaylı bir şekilde öğrenelim istedik. Alanında uzman birçok yabancı danışmandan da hizmet aldık. Yani aslına bakarsanız bu çok uluslararası bir projeydi. Hem teknik alanlar, hem canlı koleksiyonu, hem iç temalandırma, bunların hepsinde alanında uzman uluslararası danışmanlarla çalıştık. Ve gezdiğimiz, gördüğümüz akvaryumlarda hem iyi yönleri hem de eksik yönleri gördük. Orada mesela eksik olarak gördüğümüz şey, diğer akvaryumların dekorasyonu ve hikayelerinin kurgularının çok dağınık bir şekilde olmasıydı. Biz zaten İstanbul’un çok ciddi bir metropolitan olmasından, aynı zamanda Türkiye’nin bir çok medeniyete ev sahipliği yapmasından yola çıktık ve coğrafi konumunun önemini vurgulayarak burada bir hikaye kurguladık. İçeride 16 tane farklı temalandırılmış alanımız mevcut şu anda. Gezintiye başladığımızda, ilk önce kendi sularımız görüyoruz: Karadeniz, Marmara, Ege. Daha sonra Dünya sularına açılıyoruz, Süveyş Kanalı’ndan Kızıldeniz’e ulaşıyoruz. Ve sonrasında, okyanuslara gidiyoruz, Atlantik Okyanusu’nu, Pasifik Okyanusu’nu görüyoruz.
Akvaryum içerisinde bir de canlı Amazon Ormanı yarattık. Bu da Güney Amerika menşeli bir Amazon Ormanı ve buradaki canlı bitkilerin hepsi Costa Rica’daki bir fidanlıktan buraya getirildi. Türkiye’ye de ilk defa giriş yapmış bitkiler bunlar. Tabi bu yağmur ormanları kısmı bizim için çok daha zorluydu çünkü diğer tarafta suyla alakalı, denizle alakalı bir sistem oluşturuyorsunuz. Zincirleme reaksiyon şeklinde ilerliyor her şey: plan listesi, koleksiyon, ithalat vs. Diğer tarafta yağmur ormanlarına baktığınız zaman, oradaki hava koşullarını, iklim koşullarını tamamen oluşturduktan sonra o canlıları buraya getirmeniz gerekiyor. Dolayısıyla o bölge, çok farklı konseptte değerlendirdiğimiz bir alan oldu. Yani iş olarak su tarafıyla orman tarafını biraz ayırdığımızı söyleyebilirim.
İstanbul Akvaryum içerisinde gerçekleştirilen etkinlikler ve aktiviteler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Akvaryum içerisinde dönemsel olarak, özellikle özel günlere göre planlı bir takvimimiz oluyor. Örneğin, sömestr tatilinde Bubble Show gibi çocukların eğlenebileceği etkinlikleri koyuyoruz. Ya da bayram tatillerinde hem yetişkinlere hem çocuklara hitap edebilecek tarzda, Doğukan Manço gibi DJ performansları, imza günleri düzenliyoruz. Fotoğraf sergileri yapıyoruz. Örneğin; su altında çektiği fotoğraflarla çok uzun zamandır gündemde olan Ayşegül Dinçkök ile burada çok güzel bir yarışma ve sergi yaptık.
Maskotumuz Sharki’nin el kuklasını yaptırdık önemli bir kukla sanatçısına. Sonrasında akvaryum içinde özel tiyatro, sihirbazlık gösterileriyle sharkiyi çocuklarla ve ziyaretçilerimizle buluşturduk.
Etkinlik olarak şöyle bir şey de yaptık: Bir buçuk yıl boyunca Akvaryum’a Human Body sergisini getirdik. O da çok popüler, Dünya’da 20 milyon kişinin gezdiği bir anatomi sergisi. Plastine edilmiş vücut örnekleri var içeride. Dişinizden kulağınızdaki örs üzengi çekiç kemiklerinden tutun, bebeğin anne karnında kaçıncı ayda nasıl göründüğüne kadar geniş yelpazesi olan, bütün sistemleri etap etap size gösteren bir sergiydi. Tüm organizasyonu bizim tarafımızdan gerçekleştirildi. Dolayısıyla Akvaryum ve Human Body sergisini birleştirmiş olduk. Buna benzer şeylere çok kafa yoruyoruz aslında, çünkü hep farklı şeyler getirip insanlara farklı hizmetleri sunmak istiyoruz. Aynı zamanda, gelişimlere katkısı olacak etkinlikleri daha da çok önemsiyoruz.
Bir de Akvaryum’da su altında dalış etkinliğimiz var. Burada Akvaryum’u gezerken eğitmenler eşliğinde dalış da yapabiliyorsunuz. Köpekbalıklarıyla dolu tanka girip orada inanılmaz bir tecrübe yaşayabiliyorsunuz.
İstanbul Akvaryum ekibi olarak siz de bu etkinliği denediniz mi?
Biz İstanbul Akvaryum ekibi olarak hepimiz dalış yaptık. Dalmayı da çok seviyoruz zaten, bu bir gönül işi. Çok sevmeden yapılabilecek bir iş değil zaten. Yine de herkesin böyle bir tecrübeyi yaşamasını tavsiye ediyoruz.
Belirli bir ziyaretçi profiliniz var mı?
Bu anlamda bir sınırlandırmaya giderek ziyaretçi profilimiz sadece B kitlesi yetişkinler, ya da sadece çocuklar diyemiyoruz. Çünkü bizim ziyaretçi kitlemiz tüm segmentleri ağırlıyor. Bunun içerisinde yerli turistten, yabancı turiste kadar farklı kategorilerden müşterilerimiz var. Bebekleriyle gelen kişilerden, 17 - 18 yaşındaki lise öğrencilerine kadar herkesi biz burada ağırlıyoruz. Dolayısıyla tek tek hedeflediğimiz bir kitle yok diyebilirim.
Yaptığımız tüm çalışmaları ve iletişimi de herkese göre yapıyoruz ona göre kurguluyoruz. Ama burada yine dönemsel olarak ziyaretçi profilimiz değişiyor. Yani o profile dönersek özellikle yaz döneminde çok fazla yabancı turist ağırlıyoruz. Yıllık olarak değerlendirdiğimizde, Akvaryum’a gelen ziyaretçilerin yaklaşık %40’ını yabancı turistler oluşturuyor, geri kalan %35-40 arasında da okul gruplarını ağırlıyoruz. Kış döneminde yani okul sezonunda daha çok okul gezileri oluyor. Ve geri kalan da yerli turist olarak, yani bizim yetişkinlerimiz ya da ailesiyle bireysel olarak gelen ziyaretçiler oluyor.
Biz özellikle turistleri çekebiliyor olmaktan çok memnunuz. Çünkü, İstanbul’un gerçekten en önemli cazibe noktalarından birine dönüştük diye düşünüyoruz. Özellikle Ortadoğu’nun her bölgesinden, Türki Cumhuriyetler’den, Avrupa’dan, Asya’dan, Amerika’dan buraya Akvaryum’u görmeye gelen çok fazla turist oluyor. Bu da tabi ki Türkiye ekonomisine ve turizmine ciddi bir katkı sağlıyor.
İstanbul Akvaryum olarak kısa ve uzun vadedeki hedefleriniz nelerdir? Öncülük etmeyi planladığınız bir yenilenme planı oluşturmak gibi projeler var mı hedefleriniz arasında?
Şuan Dünya’nın en büyük tematik akvaryumu olarak bayrak bizim elimizde ve bu bayrağı da hep daha ileriye, hep daha yükseğe taşıyacağımıza inanıyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Bu konuyla ilgili pazarlama ve iletişime biz çok önem veriyoruz. Ve şu an hali hazırda gerçekleşmesini planladığımız bir yenilik var. Bizim için çok önemli bir yenilik bu. Bunu şuanda söyleyemeyeceğim ancak 2016’nın ilk çeyreğinde de ziyaretçilerimizle buluşturuyor olacağız. Burası çok daha eğlenceli olacak diyebilirim. Ama tabi ki bu sözü geçen yenilik, son yenilik olmayacak, çünkü ziyaretçilerimiz tekrar tekrar burayı gezdiği zaman ya da okul öğrencileri her sene buraya geldikleri zaman farklı şeyler öğrensinler, farklı şeyler görsünler, yeni şeyler tecrübe edebilsinler istiyoruz. Ve bunun için de Türkiye’de olmayan, çok kolay bir şekilde görülemeyecek canlılar ya da etkinlikler üzerine çalışıyoruz. Böyle sürekli dinamik ve kendimizi her daim yenileyen bir felsefeyle elimizdeki bayrağı hep daha yukarıya taşıyacağımıza inanıyoruz.
Farklı konseptler ekleyip büyümek istediğinizde büyümek için alanınız var mı?
İç alanda şu anda dekoratif olarak duran ama dönüştürülebilecek alanlarımız var. Mesela 5 boyutlu sinema alanımız var. O alanı tekrar bir revizyona sokuyoruz, 2016’nın ilk çeyreğinde Türkiye’de daha önce olmayan farklı simülasyonlarla orayı biraz daha eğlenceye dönük bir noktaya getireceğiz, insanların geldikleri zaman yine her yerde bulamayacakları, göremeyecekleri bir deneyim yaşayacakları ünitelerle zenginleştireceğiz. Bu benim az önce bahsettiğim yeniliğin haricinde bir yenilik.
ATRAX Fuarı hakkında görüşlerinizi ve beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye’de, bu sektörde bir açık vardı ve ATRAX bu açığı çok güzel bir şekilde doldurdu. İnsanları bir araya getirmeyi başardı. Ortadaki dağınıklığı ve belirsizliği yok etti. Dolayısıyla sektörün böyle bir çatı altında buluşması bu sektördeki oyuncuların güçlerini birleştirmesinde, sektöre katkı sağlamak adına yaptıkları çalışmalarda çok ciddi bir başarı sağlayacak.
İlaveten, hem yurt içinden hem de yurt dışından fuara katılım olması bizim için çok gurur verici bir şey. ATRAX’ın ilerleyen zamanlarda uluslararası diğer fuarlarla da rekabet edebilecek seviyeye geleceğini düşünüyorum. Çünkü, İstanbul zaten Dünya’nın gözde şehirlerinden birisi. Türkiye’nin kendi üreticileri de var, yurtdışından distribütörlük alıp burada o ürünleri satan firmalar da var. Sadece ürün bazında değil, eğlence bazında da baktığımız zaman ATRAX Fuarı bütün boşlukları çok büyük oranda dolduracağa benziyor. Dolayısıyla şimdiden sizleri tebrik ediyoruz.
Son olarak Shining Star Awards- Eğlence Ödülleri. Bu yıl En Başarılı Temalı Kapalı Alan Eğlence Merkezi ödülünü kazandınız. Bu konuyla ilgili görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Shining Star Awards’da “En Başarılı Temalı Kapalı Alan Eğlence Merkezi” kategorisinde ödül aldığımız için çok mutluyuz. Çünkü çok büyük emek harcayarak yaptığımız bu Akvaryum’da, en çok üzerinde durduğumuz nokta kapalı alan temalandırmasıydı, kurgusuydu. Ve içerisinde hem interaktif alanların olmasından dolayı hem de canlıların olmasından dolayı o bütünlüğü, o hissi ziyaretçiye verebilmek için çok uğraştık. Jüri üyelerinin de bizi bu ödüle layık görmesinden dolayı tüm İstanbul Akvaryum ailesi olarak çok mutluyuz ve teşekkür ediyoruz.
Yorumlar
Sadece üyeler yorum yapabilir.
[Giriş Yap] & [Üye Ol]
Henüz yorum yapılmamış.